
Arabulucu Avukat Rukiye ÖNDER SEL
Cinsel saldırı suçu, toplumda derin yaralar açan ve hukuki süreçlerde son derece hassas ele alınan suç tiplerinden biridir. Halk arasında "tecavüz" olarak bilinen bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102. maddesinde düzenlenmiştir. Cinsel saldırı, cinsel suçlar arasında niteliği bakımından en ağır olanlardan biridir ve mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal ettiği için, hukuki açıdan oldukça ciddi sonuçlar doğurur. İstismar ve cinsel taciz suçlarından farklı olarak cinsel saldırı suçunda, mağdurun bedensel bütünlüğüne saldırıda bulunulmuş olur. Bu suç, halk arasında tecavüz veya ırza geçme olarak bilinse de, cinsel ilişki şartı aranmaksızın vücut teması dahi bu suçu oluşturabilir.
Cinsel Saldırı Suçu ve Hukuki Niteliği
Cinsel saldırı suçunun temel unsuru, mağdurun vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesidir. TCK madde 102, mağdurun bedeni üzerindeki her türlü zorlayıcı cinsel hareketi bu suç kapsamında değerlendirir. Bu ihlal, yalnızca cinsel ilişkinin gerçekleşmesi ile sınırlı değildir. Örneğin, sarılmak, öpmek ya da mağdurun rızası olmadan herhangi bir cinsel temas cinsel saldırı kapsamında kabul edilir. Aynı şekilde, organ ya da cisim sokulması gibi daha ağır eylemler de bu suçu oluşturur.
Cinsel saldırı suçu işlenirken vücut dokunulmazlığının ihlal edilmediği eylemler ise, sarkıntılık veya cinsel taciz suçları kapsamında değerlendirilir. Eğer mağdur reşit değilse, yani 18 yaşından küçükse, o zaman işlenen suç "cinsel istismar" suçuna dönüşür. Bu sebeple cinsel saldırı suçunun kapsamı geniş olup, mağdurun yaşı ve fiilin niteliği, hukuki süreçte suçun sınıflandırılmasında önem taşır.
Tecavüz Suçu ve Cinsel Saldırı Arasındaki Farklar
Tecavüz, cinsel saldırı suçunun bir alt başlığı olarak değerlendirilir. Ancak cinsel saldırı suçunun oluşması için tam anlamıyla cinsel ilişkiye girilmesi şart değildir. Örneğin, mağdurun rızası olmadan sarılmak, öpmek veya elle taciz gibi eylemler de cinsel saldırı suçunu oluşturabilir. Buna karşın, tecavüz suçu, mağdurun vücuduna zorla organ ya da cisim sokulmasıyla meydana gelir. Bu tip bir eylem, suçun "nitelikli hali" olarak değerlendirilir ve cezai yaptırımı oldukça ağırdır.
Nitelikli cinsel saldırı suçlarında, saldırganın mağdur üzerinde fiziksel şiddet uygulayarak, tehdit ederek veya mağdurun savunmasız olduğu bir anı kullanarak cinsel davranışlarda bulunması durumunda ceza daha da ağırlaşır. TCK, mağdurun vücut bütünlüğünü bozan bu tür fiillere karşı sert bir tutum sergilemekte ve saldırganın ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörmektedir.
Cinsel Saldırı Suçunun Cezası
TCK madde 102 uyarınca, basit cinsel saldırı suçunun cezası 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası olarak öngörülmüştür. Ancak suçun daha ağır şekillerde işlenmesi, yani mağdurun vücuduna zorla organ veya cisim sokulması gibi durumlarda ceza 16 yıl ve daha fazla olabilmektedir. Bu tür bir fiil, cinsel saldırının "nitelikli hali" olarak kabul edilir ve cezai yaptırımı oldukça ağırdır.
Nitelikli cinsel saldırı suçu kapsamında fail, mağdurun bedeni üzerinde daha yoğun bir müdahalede bulunmuş olur. Bu durumda ceza, suça konu olan fiilin niteliği ve mağdurun olay sırasında içinde bulunduğu durum göz önüne alınarak belirlenir. Cinsel saldırı suçlarında failin sadece cinsel organını kullanması şart değildir; el, parmak veya herhangi bir cisim kullanarak da suç işlenebilir. Dolayısıyla, penetrasyon içeren her türlü davranış nitelikli cinsel saldırı kapsamında değerlendirilmektedir.
Suçun Nitelikli Hali
Cinsel saldırı suçunun nitelikli halleri, suçun daha ağır cezalarla cezalandırılmasına yol açar. Nitelikli haller arasında, failin mağdurun vücuduna zorla organ ya da cisim sokması, mağdurun savunmasız bir durumda bulunması, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi ya da failin mağdurla akraba, öğretmen ya da işveren gibi bir ilişki içinde bulunması yer alır.
TCK, nitelikli hallerde cezanın ağırlaştırılmasını öngörmektedir. Örneğin, cinsel saldırı sırasında mağdurun vücuduna organ ya da cisim sokulması durumunda ceza, 16 yıldan az olmamak kaydıyla verilmektedir. Bu hüküm, mağdurun vücut dokunulmazlığının ağır bir şekilde ihlal edilmesi sebebiyle ağırlaştırılmış ceza öngörmektedir.
Evlilik İçinde Cinsel Saldırı
Toplumda yaygın olarak bilinen yanlışlardan biri, evli kişilerin birbirine karşı cinsel saldırı suçunu işleyemeyeceği yönündedir. Ancak TCK bu durumu açık bir şekilde düzenlemektedir. Eşler arasında zorla cinsel ilişki, halk arasında "evlilik içi tecavüz" olarak bilinir ve bu da bir cinsel saldırı suçudur. Evlilik birliği içinde dahi, eşlerden birinin diğerine karşı zorla cinsel davranışlarda bulunması, mağdurun şikayeti üzerine soruşturulabilir.
Eşler arasında işlenen cinsel saldırı suçunun soruşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır. Bu durum, mağdurlara hukuki süreçlerde haklarını savunma olanağı tanımaktadır. Evlilik içi tecavüz suçları, Türk hukuk sisteminde oldukça hassas bir konu olup, her iki tarafın da haklarının korunması amacıyla titizlikle incelenir.
Sonuç
Cinsel saldırı suçu, hem mağdurlar hem de fail açısından ciddi hukuki sonuçlar doğuran bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunu, mağdurun vücut dokunulmazlığını korumak amacıyla, cinsel saldırı suçlarına karşı ağır cezalar öngörmektedir. Bu suçun işleniş şekli, mağdurun yaşı, fiilin niteliği ve diğer unsurlar, ceza sürecinde belirleyici rol oynar. Cinsel saldırı suçunda failin cezalandırılması için mağdurun cinsel ilişkiye zorlanması şart değildir; herhangi bir vücut teması ya da zorla cinsel hareket suçun oluşması için yeterlidir.
Sonuç olarak, cinsel saldırı suçları, hukuki boyutu ve mağdurlar üzerindeki etkileri bakımından son derece hassas bir konudur. Bu tür davalarda mağdurların haklarını savunmaları, hukuki süreçlere aktif olarak katılmaları büyük önem taşır. Avukat olarak biz, bu tür vakalarda mağdurların adalet arayışlarında yanlarında olmaya devam ediyoruz.